ÇEŞME

Yaz tatilimin bir kısmını geçirmek üzere ailecek baldızımın Çeşme'de bulunan evine gittiğimizde merakımı yenemediğim bir şey vardı. "Çeşme'nin Çeşmeleri" daha önce fotograflanıp meraklılara döküman olarak sunulmuş muydu? Eğer böyle bir şey yok ise amacım belli idi. "Çeşme'nin Çeşmeleri"ni fotograflamak. Hoş; böyle bir döküman veya kitapçık olsa bile ben yine de çekecektim çeşmeleri. Çünkü burası Çeşme. Bir fotografçı olarak Çeşme'ye gidip çeşmelerinin fotograflarını çekmemek demek bana göre Mısır'a gidip piramitleri çekmemek gibi bir şey.
Önce belediye binasının yolunu tuttum. Ancak "Çeşmenin Çeşmeleri"nin yerlerini gösteren; bir harita veya listenin belediyede henüz! olmadığını gördüm. Basın Bürosunda Muhammed beyin yardımcı olabileceğini söylediler ama kendisi henüz yerinde yoktu. Çeşme haritası sorduğumda Turizm İnformasyon Bürosunun yolunu gösterdiler. Neyse ki büronun yeri uzakta değildi. Zaten 10 dakikada  Çeşme'yi baştan sona yürüyebilirsiniz. Kalenin hemen karşısında, liman girişinde bulunan Turizm information burosundan aldığım kısıtlı da olsa Çeşme'nin planı ile düştüm sokaklara. Kısıtlı diyorum; çünkü haritada sadece ana arterler var. Ara sokaklar 

çizilmediği  gibi sokak isimleri 3-5 kez değiştirilip yeni isimlerin numaralarla verildiğini ve yandaki fotografta görüldüğü gibi bir sokak ismi karmaşası gerçeği ile haritanın birbirine uymadığını gördüm. Bir yandan gördüğüm sokak çeşmelerinin fotograflarını çekip haritada yerlerini işaretlerken bir yandan da yine  turizm bürosundan aldığım (ücretsiz) Çeşme'nin tanıtım kitapçığında yazılı sokak çeşmelerinin neler olduğunu okuyordum. Ancak ortada bir sorun vardı. Çünkü tanıtım kitapçığında 11 çeşmenin adı vardı ama sadece 9 çeşmenin açıklaması ve 5 çeşmenin fotografı vardı. Fotografların altyazısı olmadığından hangi çeşmelere ait olduğunu anlamak mümkün olmadığı gibi açıklamaları bulunan 9 çeşmenin ise Çeşme'nin neresinde yer aldığı belirtilmediğinden dolaşırken rastladığım çeşmelerin hangi çeşme olduğunu anlamamın imkansızlığı karşısında midem kasılmaya başlamıştı ki imdadıma yine fotograf yetişti. Çeşme, dar sokak ve eski taş binaları ile bir fotografçı için harika kareler sunuyor. Nereye bakacağınızı şaşırmamanız mümkün değil. Hava oldukça sıcak olmasına rağmen püfür püfür esen rüzgar ve sokak çeşmeleri de sizi ferahlatmaya





yetiyor. Bir ara sokak çeşmelerini bir yana bırakıp binaların fotograflarını mı çeksem diye düşündüm ama  o kadar fazla çekilecek ev vardı ki bu denli detaylı bir çalışma için zaman ayırmaya kalktığımda hane halkından gelecek şiddetli protesto seslerini şimdiden duymaya başlayınca bu düşüncemden hemen vazgeçtim.
Tekrar belediyeye gittiğimde Basın ve Halkla ilişkilerden Muhammed beyin verdiği bilgi ile biraz rahatladım. Aslında Muhammed bey de çeşmelerin yerlerini bilmiyor du ama bilen birinin yerini biliyordu.  Çeşme Kalesi'nde arkeolog Hüseyin VURAL. Hüseyin beyin kale dışında olduğunu öğrenince zamanımı zaten gezmeyi düşündüğüm kaleyi dolaşarak değerlendirdim. Aşağıdaki linkten ulaşacağınız kale fotograflarından da göreceğiniz gibi kale  Çeşme'ye gidince  mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Hüseyin bey bana sandığımdan daha fazla ilgi göstererek çektiğim fotografların hangi çeşmelere ait olduğunu, çeşme kitapçığındaki bilgileri verilen çeşmelerin nerede olduğunu ve eksik kalan çeşmelerin hangi sokaklarda bulacağımı söyledi. Tüm bunlar ve çeşmeler hakkında açıklayıcı bilgiler verdiği için kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Hüseyin bey'in yanından ayrıldıktan sonra  işini rahata almış bir fotografçı olarak artık keyifle Çeşme'yi dolaşabilirdim. Bu arada ilginç bir olayda oturduğum  evin karşısında gerçekleşiyordu. Geçen yıl başlayan bir antik kent kazısını evin balkonundan izleyebiliyordum. Arkeoloji ve tarih her zaman ilgi alanım olmasına rağmen bir fotografçı olarak hiç bir kazı alanını bu kadar rahat  izleyememiştim. Üstelik bu kazı alanında Türkiye'nin en




 

eski şarap yapılan yeri olduğu anlaşılmış ve günümüzden 3600 yıl önceye tarihlenen bu kentin insanlarının Girit Minos uygarlığı ile ilişkide olduğu ortaya çıkan bulgularla kanıtlanmıştı. Fotograflamamın yanında 3600 yıl önce şarap yapılan o yerde bir kadeh şarap içmeden de kendimi alamadım.

Çeşme'nin küçük, şirin, tarihi ve antik özellikleri olan bir sahil beldesi olduğunu her karede görmek mümkün. Belediye temiz ve sosyal etkinliklere önem veren bir anlayış içersinde. Evlerin de çok katlı olmamasına özen gösterilmiş. Ancak Çeşme kalesini çekerken bu kadar da olmaz dediğim  bir binadan söz etmeden geçemiyeceğim.  Yukarıdaki fotograflarda da yer alaln bu bina bir otel. Ertan Otel eski belediye başkanı zamanında yapılmış ve belediye başkanının kendisine ait. 6-7 katlı bina hemen deniz kenarında tarihi kalenin ve Çeşme'nin görüntüsünü hayli kirletmiş durumda.
Neyse bu kadar laf ettikten sonra gelelim anlattıklarımın detaylarına. Seçim sizin aşağıdaki linklerden dilediğinize ulaşabilirsiniz.

* Çeşme'nin çeşmeleri
* Çeşme Kalesi
* Şarap yapılan en eski kent

Kanyon                               Perge

 

Ana Menü / Fotograf  / Galeriler / Makaleler / Kitap / Geziler
                             DekomostRa

                      memet@dogusfm.com.tr
                           Copyright © Memet Karabulut